13 Ocak 2017 Cuma

MERHABA!


Yazmak...engellenemez bir tutku. Böyle doğuyorsunuz ne kadar bastırırsanız bastırın bir yerde mutlaka vücut buluyor yazma aşkı. Belki de paylaşmak isteğidir bu. Ben yazarak paylaşmayı oldum olası sevmişimdir. Aslında bu aşk, bir kalemle kağıdadır ama teknolojinin ilerlemesi bizi artık elektronik günlüklere yöneltti desem yanlış olmaz herhalde...

Tüm bunlara rağmen kâğıda kaleme olan aşkınız bitmediyse siz eşittir ben demektir! Yaş kaç olursa olsun bir kalem bir defterle çocuklar gibi şen olanlardansanız doğru yerdesiniz hoş geldiniz sonunda buluştuk:)
Benim için sancılı bir süreç oldu aslında defalarca denemelerime, yazıp yazıp silmelerime şahit oldu bu sayfalar. Her defasında yayınla butonuna uzandığında elim- ne denir bilmem-belki cesaret edemedim belki yetersiz buldum kendimi. Ama dedim ya ne kadar kaçarsanız kaçın bir gün elbet yazmak istersiniz engel olamazsınız doğuştan getirdiğiniz bu dürtüye... sonunda galip gelen iç sesime güvenip, sarılıp çıkıyorum bu yola.

Şimdi sadede gelmektir niyetim. Kendi halinde sıradan bir kalemin; hayata, kâğıda, kaleme, kitaba, kırtasiyeye ve en en önemlisi de mesleğine aşkından doğdu bu satırlar. Amaç paylaşmak benim gibi birçok insanla bir arada olmak. Sizlere naçizane fikir vermek bolca sizden fikir almak bazen hayattan konuşmak.
Çok uzattım oysa ki bu sadece kısa bir önsöz olacaktı biraz da romantik bir yazı oldu galiba :) 
İşin özü ben paylaşmak için buradayım. Peki ya sen evet evet sen! şu an bu yazıyı okumaya değer bulan sen de benimle burada mısın?