Yazmak...engellenemez
bir tutku. Böyle doğuyorsunuz ne kadar bastırırsanız bastırın bir yerde mutlaka
vücut buluyor yazma aşkı. Belki de paylaşmak isteğidir bu. Ben yazarak
paylaşmayı oldum olası sevmişimdir. Aslında bu aşk, bir kalemle kağıdadır ama
teknolojinin ilerlemesi bizi artık elektronik günlüklere yöneltti desem yanlış
olmaz herhalde...
Tüm bunlara
rağmen kâğıda kaleme olan aşkınız bitmediyse siz eşittir ben demektir! Yaş kaç
olursa olsun bir kalem bir defterle çocuklar gibi şen olanlardansanız doğru
yerdesiniz hoş geldiniz sonunda buluştuk:)
Benim için
sancılı bir süreç oldu aslında defalarca denemelerime, yazıp yazıp silmelerime
şahit oldu bu sayfalar. Her defasında yayınla butonuna uzandığında elim- ne
denir bilmem-belki cesaret edemedim belki yetersiz buldum kendimi. Ama dedim ya
ne kadar kaçarsanız kaçın bir gün elbet yazmak istersiniz engel olamazsınız
doğuştan getirdiğiniz bu dürtüye... sonunda galip gelen iç sesime güvenip,
sarılıp çıkıyorum bu yola.
Şimdi sadede
gelmektir niyetim. Kendi halinde sıradan bir kalemin; hayata, kâğıda, kaleme, kitaba,
kırtasiyeye ve en en önemlisi de mesleğine aşkından doğdu bu satırlar. Amaç
paylaşmak benim gibi birçok insanla bir arada olmak. Sizlere
naçizane fikir vermek bolca sizden fikir almak bazen hayattan konuşmak.
Çok uzattım
oysa ki bu sadece kısa bir önsöz olacaktı biraz da romantik bir yazı oldu
galiba :)
İşin özü ben
paylaşmak için buradayım. Peki ya sen evet evet sen! şu an bu yazıyı okumaya
değer bulan sen de benimle burada mısın?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder